Katiller Türk-Filistin Dostluk Hastanesi’ne saldırdı
5 mins read

Katiller Türk-Filistin Dostluk Hastanesi’ne saldırdı

İşgalci İsrail, Gazze Şeridi’ndeki kanser hastalarına yönelik tek hastane olan Türk-Filistin Dostluk Hastanesine saldırı düzenledi. İsrail ordusu, hastanenin üçüncü ve son katını bombalayarak ciddi hasara yol açtı.

SİSTEMLER BOZULDU

TİKA’nın yaptırdığı hastanenin üçüncü katında çıkan yangının kontrol altına alındığını aktaran Türk-Filistin Dostluk Hastanesi Müdürü Subhi Sukeyk, “Bombalama, bazı elektromekanik sistemlerin bozulmasına yol açtı, hasta ve sağlık çalışanlarının hayatını tehlikeye attı” dedi. Saldırıya Türkiye’den sert tepki geldi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Bir hastanenin çevresinde bile hareket eden her şeyi bombalayanlar, insanlık vicdanının mahkemesinde bunun hesabını vermeye kendilerini hazırlamalıdırlar” dedi. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında da “Gazze’deki tek kanser hastanesi olan söz konusu kurumun koordinatları dahil, gerekli her türlü bilgi İsrail makamlarıyla önceden paylaşılmış olmasına karşın böyle bir saldırının gerçekleştirilmesinin hiçbir izahı olamaz” denildi.

Sabaha kadar bombaladı

Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarda 24’üncü gün geride kaldı. Gazze’de yaşayan 1.4 milyon kişiyi yerinden eden İsrail, kanlı saldırılardan korunmak için hastanelere sığınan Gazzelileri rahat bırakmıyor. Gazze Şeridi’ndeki Kudüs Hastanesi’nin derhal boşaltılmasını isteyen İsrail, hastaneye yakın bir noktaya hava saldırısı düzenledi. İşgal devleti, yaklaşık 12 bin kişinin sığındığı Kudüs Hastanesi’nin çevresini yerleri gece boyunca bombalayarak sivillere korku saçtı.

GÜVENLİ DİYE SIĞINDILAR

Filistin haber ajansı WAFA’nın aktardığı bilgilere göre, İsrail savaş uçakları gece boyunca Kudüs Hastanesi’nin çevresindeki yapıları yoğun bombardımana maruz bıraktı. Güvenli olduğu düşüncesiyle Filistin Kızılayı’na bağlı Kudüs Hastanesi’ne sığınan 12 bin kişi, bombalama sırasında zor anlar yaşadı.

800 KİŞİ TEDAVİ GÖRÜYOR

Filistin Kızılayı, İsrail makamlarının derhal boşaltılmasını istediğini duyurdu. Açıklamada, güvenli olduğu gerekçesiyle Kudüs Hastanesi’ne 12 bin kişinin sığındığı, bunun dışında hasta ve yaralılarla birlikte yaklaşık 800 kişinin hastanede tedavi gördüğü kaydedildi.

HER BİNA HEDEFTE

Kudüs Hastanesi Müdürü yaptığı açıklamada, hastanede sivillerin dışında kimsenin olmadığını vurgulayarak, “Hastanede ne polis var, ne asker var, hiçbir şey yok. Burada sadece binlerce Filistinli var ve bunların çoğu evlerini kaybetmiş durumda. Binlerce kişi de UNRWA okullarına sığınmak istiyor. İsrail, Kudüs Hastanesi çevresindeki her binayı hedef alıyor. Nedenini kimse bilmiyor” dedi.

10 sağlık tesisine tehdit

Gazze’deki son durumu paylaştığı bir raporla gözler önüne seren BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), Şifa ve El Kudüs hastanelerine hasta ve sağlık görevlilerinin dışında 117 bin kişinin sığındığını açıkladı. Raporda, Gazze’deki bu iki hastane çevresinin 28-29 Ekim’de bombalandığı ve bu saldırının İsrail ordusunun tahliye uyarısından sonra gerçekleştiği kaydedildi. Son günlerde Gazze’nin kuzeyinde faaliyet gösteren 10 hastaneye defalarca tahliye uyarısı yaptığı bilgisi de yine raporda yer aldı. Saldırılardan önce 2 milyonluk nüfusa sahip Gazze’de 29 Ekim itibarıyla 1.4 milyondan fazla insan yerinden edildi. Yaklaşık 671 bin kişi 150 UNRWA tesisine sığınırken, OCHA raporunda göre, barınak başına düşen ortalama yerinden edilmiş kişi sayısı, amaçlanan kapasitenin üç katından fazla.

TAHLİYE İMKANSIZ

İsrail’in hastaneleri hedef alan açıklama ve eylemlerinin ardından açıklama yapan Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu, “Hastaneler yardım ve sığınma yerleridir, ne pahasına olursa olsun korunmaları gerekir” açıklaması yaptı. Filistin Kızılayı’nın Kudüs Hastanesi’nde yüzlerce yaralı ve yatalak hastalar için bakım sağladığına dikkat çekilen açıklamada, “Yoğun bakımdakiler, yaşam desteğindekiler ve kuvözdeki bebekler de dahil olmak üzere hastaların tahliyesi mevcut durumda imkansız olmasa da yakındır” denildi.

SAĞLIKÇILARI İKİLEMDE BIRAKMAYIN

Açıklamada, sağlık çalışanlarının hastaları geride bırakmak veya hastanede kalarak hayatlarını riske atmak gibi imkansız ikilemle asla karşı karşıya bırakılmaması gerektiği vurgulandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir